Kayıtlar

Kasım, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bekleyiş Penceresinde Bir Göz

Resim
Bekleyiş Penceresinde Bir Göz Ey gönül! Onun sokağında kime sorayım ki yar nerededir? Şukufe açmış bir bahçede kim sorar ki bahar nerededir?   Kabe’nin örtüsü ve resmi bizim şevkimizin gayesi değildir. Daha yüksek bir kıble edinmişiz ki o kıblemiz nerededir?   Ey sevgili! Sessiz aşkın sesi daha güzeldir. Yoldaş olan perdedar yar nerededir?   Ey rabbim! Çıkamaz oldum çukurdan ve artık akşamdır. O yol gösterici nereye gitti ve o mihriban nerededir?   Hiç kimse sormuyor ve gördüğümüz sitem kafidir. Derdimizi anlatan o yol gösterici şimdi nerededir? Bu akşamki çengler gönlümüzdeki şarkıdan uzaktır. Gece vakti bizi uyandıran o güzel şarkı nerededir?   Mutluluğun zevki için şarap ve saki birer bahanedir. Ne yazık! O geçmiş gençlik şimdi nerededir? Bir gece yüzündeki ışık parıldar, ama Bekleyiş penceresindeki o göz nerededir? Binlerce yiğidin kanını yere döktü. Ey Saye! Nehirin kenarındaki hayhuy nerededir?  ...

Bir Medeniyeti Anlamak

Resim
İran Özgürlük Anıtı Bir Medeniyeti Anlamak*      Medeniyetin yaşandığı topraklardayım. Belki şu an bile birçok dünya ülkesinin karanlıkta olduğu bir zaman dilimindeyiz. Elbette bu karanlık dünyada, bir mum gibi dibine ışık veremeyen aydınlık toprakların ışıkları kendi deruniyetlerinde gizlidir. İşte böyle bir hengamede medeniyetin varlığından söz etmenin yeri olacağını sanmıyorum. Ama sözlerim küçük bir nükteyi dahi ifade edebilecekse insanlık adına bunu kendim için bir güven hissi olarak telakki ederim. Neden böyle bir zamanda medeniyetten bahsetmenin yeri değildir düşüncesindeyim? Çünkü aydınlık denilen çağda dahi çağ dışı davranışların yapılması hiç şüphesiz ne medeniyetle ne çağdaşlıkla ve ne de bunun tersi karanlık dediğimiz olgu ve düşüncelerle açıklanabilir. Düşünce ve hislerimizin üzerine divlerin çöreklenmiş olması, insanlığı her geçen gün yiyip bitirmektedir. Böyle bir durumda çözüm odaklı olmak gelecek nesil için bizim yapmamız gereken elzemiyet...

Gazel

Resim
Gazel* Gönlümü öyle bir sevgiliye verdim ki sorma! Sevgilinin öyle bir yasemin boyu var ki sorma! Dostlara karşı hep vefalı ve cömerttir, Zulmedenlere karşı da öyle vefalı ve cömerttir ki sorma! İnsanlar onun hayalleriyle, rüyalarıyla, Bir zümrüt gibi öyle güç buldular ki sorma! Günbegün onun gamzesinden, Gönlüme öyle bir yara ulaşır ki sorma! Şekere hasret olan bir tuti gibi, Ayrılık acısından öyle bir dertliyim ki sorma! Ey benim nazargah kıblemi soran! Ay yüzlü öyle bir manzaradır ki sorma! O, Cami’den iyi bir semere aldı, Cami de onun için öyle bir gönül bestesi oldu ki sorma!                                                              ...