Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hüzünlü Bahar*

Hüzünlü Bahar Bahar geldi ama gül ve nesrin de getirmedi.   Nesim rüzgarı Ferverdin’in kokusunu getirmedi.   Martı geldi ama gülden de yok bir haber. Neden yoldaş değil martılarla güller?   Bu gülistana ne oldu, ne oldu? Neden bahar töreni unutuldu?   Neden şimşek bulutları gözlerde feryat eder? Neden bu feryad u figan böyle öfkeyle ağlar?   Neden güllerin yapraklarından kan damlar? Ne oldu? Bülbülün avazı böyle nereye gider?   Nasıl bir derttir bu? Nasıl bir derttir bu? Nasıl bir derttir? Kim bizim gülzarımıza böyle fitne tohumu eker?   Neden her nesimde kan kokusu gelir? Neden menekşenin zülüfleri perişandır?   Neden nergis böyle müptela olmuş yakalarda? Neden kumru kimsesizler gibi konmuş dala?   Neden kuşların kanatları kırılmış? Neden her tarafa dert tozu sinmiş?   Neden mutrıb bir şarkı söylemez? Neden saki bize bir selam vermez?   Bu nasıl ...

Sokak*

  Sokak Sensiz mehtaplı bir gecede yine o sokaktan geçtim. Bütün bedenim göz oldu ve dalgın olarak ardından dolaştım. Senin buluşma şevkin varlığımın kadehini dolup taşırdı. Deli-divane aşık olan o ben yine şeyda oldum. Bedenimin saklı bahçesinde hatıralarının çiçeği yeşerdi. Yüz hatıralı gülistanımız gülümsedi. Yüz hatıralı kokumuz etrafa yayıldı; Hatırama geldi: Birlikte bir gece o sokaktan geçmiştik. Kanat açıp o yalnızlıkta dilediğimizce dolaşmıştık. Ve bir saat o ırmağın kenarında oturmuştuk. Sen, siyah gözüne cihanın cümle sırrının döküldüğüsün. Ben ise senin bakışlarının temaşasında cümle yok olmuşum. Gökyüzü tertemiz ve gece de sakin, Bahtımız saadetli ve zaman da bizden yana. Ayın bir parçası suyun içine düşmüş. Ağaçların dalları mehtaba el uzatmışlar. Gece, sahra, gül ve taş… Hepsi gönül vermiş baykuşun sesine. Hatırıma geldi. Sen söylemiştin: -“Bu aşktan dur ol.” Arada sırada suya bak! Su geçici aşkların aynasıdır. Bugün bakışların şüpheye esir düşmüş. Ol...

Şevk Gemisi*

Şevk Gemisi Kimse bilmez o rananın beni nasıl değiştirdiğini O rana ki anbean suya ve ateşe atmaktadır beni     Sevgilinin kimyasının ümidi daim var toprağımda Eğer yüz kere eritse de beni yine dönüşmem altına Aşk hikayemle her dem gönüllerde yenilenmekteyim Her ne kadar son bulsam da yine baştan başlamaktayım   Dolu bir kadehim eğer sevgili dudağımdan öperse beni Güzel sesli bir sazım eğer sevgili elleriyle çalarsa beni Şevk gemisinin yelkeniyim eğer deniz gönüllü biri Tufanlı gecede korkusuz ve pervasızca açtırırsa beni   Ne zorluklarla götürmüştü aşk oyununa beni Ne gariptir ki çok kolaylıkla oyundan çıkardı beni   Sevgili aynada kendini beğenmekte, Saye de kimdir Öyle bir şekildeyim ki o beni şekilsiz yapmaktadır                               ...